Alp Dağları’nda Dağcılık: Değişen Doğa ve Artan Riskler
Alp Dağları’nda dağcılık, artık yalnızca zorluklarıyla değil, değişen doğasıyla da sınav veriyor. Son zamanlarda Avusturya’da yaşanan ölümler, bu değişimin trajik sonuçlarını gözler önüne serdi. Ebensee’deki Brunnkogel’de 62 yaşındaki bir kadın, ayağının altındaki kayanın kopmasıyla 200 metre düşerek hayatını kaybetti. Aynı hafta sonunda Pitztal’da 58 yaşında bir adam hayatını kaybetti. Ondan birkaç gün önce St. Anton’daki Kuchenspitze’de 22 yaşındaki genç bir dağcı, dik bloklardan oluşan bir arazide düşerek yaşamını yitirdi. Haziran ayında ise Tirol’de üç dağcı yıldırım çarpması sonucu öldü.
Avusturya Alpin Güvenlik Kurulu’nun (ÖKAS) verilerine göre, geçtiğimiz yaz sezonunda 170 kişi dağlarda hayatını kaybetti, yaklaşık 5300 kişi ise yaralandı. Bu rakamlar, artan riskin sadece bireysel değil, toplumsal bir boyut kazandığını gösteriyor.
GÖLLER ERİDİ, KAYALAR AÇIĞA ÇIKTI
İklim değişikliği, Alp Dağları’nda dramatik sonuçlar doğuruyor. Avusturya’da ortalama sıcaklık artışı 1900 yılından bu yana 3,1 dereceye ulaştı. Geosphere Austria’dan iklim uzmanı Marc Olefs, bu artışın yüksek dağlık alanlarda da alçak kesimler kadar hissedildiğini belirtiyor. Bu ısınma, buzulların erimesine, permafrostun çözülmesine ve dolayısıyla dağlardaki “doğal yapıştırıcının” kaybolmasına neden oluyor. Sonuç: Daha sık ve şiddetli kaya düşmeleri, aşırı yağışlar, büyük çaplı yıldırımlar ve ani hava değişimleri.
Avusturya Alpin Derneği’nden Gerhard Mössmer, artık birçok yüksek irtifa rotasının haritalarla örtüşmediğini ve güvenli geçişler için iki-üç kez ip yardımıyla inilmesi gerektiğini söylüyor. Bazı rotalarda ise eskiden karla kaplı geçişler şimdi tamamen kayalık hale gelmiş durumda. Bu da kask kullanımını neredeyse zorunlu hale getiriyor.
SICAKLIK VE KALABALIK EN AZ KAYALAR KADAR RİSKLİ
Sıcaklık artışı sadece teknik tırmanışlarda değil, yürüyüşçüler için de büyük tehlike oluşturuyor. Mössmer, güney yamaçlarda yapılan yaz yürüyüşlerinin artık kesinlikle önerilmediğini belirtiyor. Ayrıca sabah erken saatte yola çıkmak, yeterli sıvı almak ve rota seçiminde dikkatli olmak hayati önem taşıyor. Kalp-damar kaynaklı ölümler hâlâ birinci sırada yer alıyor ve bazı uzmanlar bu ölümlerin bir kısmının aslında sıcaklıkla bağlantılı olabileceğini öne sürüyor.
Walter Würtl, ÖKAS’ın dağcılık güvenliği uzmanlarından biri olarak, dağ sporlarındaki artışın da kaza sayısını yükselttiğini belirtiyor. Ancak iklim krizinin etkileri henüz net biçimde istatistiklere yansımış değil. Yine de tırmanışçılar artık daha dikkatli olmalı. Hava durumu tahmin araçları sayesinde risk analizleri daha gelişmiş durumda ve rotaların iptal edilmesi de bir seçenek haline geliyor.
DAĞLAR DEĞİŞTİ, PLANLAR DA DEĞİŞMELİ
Dağcılık tutkusu devam etse de, bu tutkuyu sürdürmenin yolu adaptasyondan geçiyor. Mössmer, artık tırmanışların tarihini, rotasını, ekipmanını ve hatta kişisel becerileri yeniden gözden geçirmenin gerektiğini söylüyor. Bazı rotalardan vazgeçmek ya da esnek olmak bir zorunluluk. Würtl ise “Zirveye ulaşmak artık daha karmaşık, ama yeni teknolojilerle daha güvenli bir hale getirmek mümkün” diyor.
Avrupa’nın dağları artık sessiz zirveler değil; her adım, doğanın değişimiyle hesaplaşma demek. Hem profesyoneller hem amatörler için en büyük kural: Doğaya saygı ve yeni gerçekliğe uyum.