Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, TÜSİAD yönetimini hedef alarak savcılara seslendi. Karahasanoğlu, “Vurun kelepçeyi” dedi.
Karahasanoğlu’nun yazısı şöyle:
“28 Şubat darbesinde generallerine açılan davalar, 5’li çete içinde yer alan, dönemin işadamı kılığındaki darbeci uzantılarına açılmadığı için şımaran TÜSİAD’çılar var..
Düne kadar dünya genelinde adlarından bahsettiren, dişe dokunur bir tane Türk malı üretmişler mi? Aldıkları teşviklerin-desteklerin karşılığını ödemişler mi?
Hayır..
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın baskısı ile, yönlendirmesi ile dünyanın dört bir yanına reklamı yapılan yerli otomobil TOGG’un kıskançlığı altında ezilen bu montajdan başka bir şey bilmeyen sanayiciler..
Faiz düşürüldüğünde, sanayici değil, faizci olduklarını ispatlarcasına, “Faizin bir çırpıda, % 60-70’lere çıkarılması gerekir” diyenlere destek veren işadamlarının temsilcisi TÜSİAD’çılar adına Başkanları..
Dün soruyor:
“Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem Batıdaki girişimciler yakınıyor hem Doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?”
Bu adamın utanmazlığını, başkanı olduğu TÜSİAD’ın son açıklanan Türkiye Ekonomisi Başlığı isimli kitapçığından bir cümle ile ispatlayayım:
“Rakamsal bazda bakarsak 2024 yılı özellikle para politikasının son derece başarılı devam ettiği bir yıl oldu.”
Ahlaksız adam, algı yapıyor..
“Kim gülüyor?” diye soruyor..
Ama konuşma yaptığı gün, TÜSİAD adına kamuoyuna açıkladıkları raporda, “para politikası son derece başarılı” deniliyor..
Başkanları Orhan Turan, 28 Şubat’ta kendilerinden hesap sorulmamasından cesaretle “Gündem çok ağır. Hangi birisini sayayım” diye başlıyor..
“Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz. Demek ki, hata, suistimal ve kayırmacılık çok yaygın” diyerek, CHP sözcülüğü yapıyor..
Sanki yangınlarda, iş kazalarında ölen vatandaşlarımızın sorumlusu, birinci sırada işverenler, yani bizzat TÜSİAD’çılar değilmiş gibi.. “Kayırma”dan bahsederek, patronları kurtarıp, yöneticileri hedef alıyor.
Hodri meydan diyorum..
Çalışma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı, TÜSİAD’a üye patronların işyerlerindeki son 5 yıllık iş kazalarının listesini çıkartsın, bu rezil adamın suratına yapıştırsın..
Bu rezil adam da, “Biz o işadamları hakkında disiplin soruşturması başlattık. Derneğimizden ihraç ettik” diyorsa, kendisini kurtarsın..
Diyemiyorsa, rezilliği tescillensin..
Orhan Turan konuşmaya devam ediyor: “Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri, çok sıklaştı.”
Daha iki gün önce, eski AK Partili bakan Hüseyin Çelik’in, akit’e ve benim şahsıma açtığı tazminat davasının cevap dilekçesini mahkemesine gönderdik.. Bir gün önce, bir yandan Genel Yayın Yönetmenimizin yargılandığı davanın temyize tabi mahkumiyet kararını, dilekçemizi beklemeden kesinleştiren İstinaf Dairesi’nin skandal kararına yazdığımız temyiz dilekçesine nokta koyarken, bir yandan da, CHP’li RTÜK üyesinin önce kamuoyuna yaptığı açıklama ile hedef gösterdiği sonra da RTÜK gündemine aldırdığı ve AK Partili üyelerin de “Emriniz olur” diyerek azami sınırdan cezayı bastıkları akit TV’ye verilen ceza kararı için idare mahkemesine dilekçemizi hazırlıyorduk. Aynı anda da, Yusuf Ziya Gümüşel Hoca’nın evli kızının düşük yapması sonrasında girdiği ruhi bunalımdan yararlanarak, “Altınlarını da al kaç, gel” diyen bir densizin açtığı milyon liralık davanın cevabını hazırlıyorduk.. Devam edeceğim.. Ama bu kadarı yeterli sanırım..
Gazeteciliğe soyunan, bunlara da katlanacak..
Sakın, “Orhan bey de işte belirttiğiniz basın özgürlüğündeki kısıtlamaları söylüyor” demeyin.
Bu kısıtlamaların hepsi, tam da Orhan Turan ve onun kafasındakiler tarafından organize ediliyor. RTÜK’e şikayet edenler onlar. Tazminat davasını açanlar onlar. Genel yayın yönetmenimizin cezalandırılmasını isteyenler, yine onlar..
Ama basın kısıtlanıyor diye şikayetçi olanlar da onlar.
Orhan bey devam ediyor:
“10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor.”
Bu konuşmayı yapmadan yarım saat önce kamuoyuna açıkladıkları kitapçıkta, tam da kendilerinin iştigal konusu olan ekonomi hakkında, “Büyüme tarafında ise 2024’ü %3’e yakın bir büyümeyle tamamlarken 2025 yılında bir miktar daha yüksek, %4’e yakın bir büyüme rakamı ile çalışıyoruz. Özellikle iç talepteki hareketlenmenin bir miktar başladığını, reel kesim imalat sanayi tarafında da en kötüsünün geride kaldığını hesaplamaktayız”
Savcılara rica ediyorum, 10 yıl beklemeyin, şu Orhan Turan’ın ellerine bugünden vurun kelepçeyi..
Utanmaz adam..
Burası bir hukuk devleti..”
Yazının tamamını okumak için .
More Stories
Almanya alarm verdi: Türkiye’de üretilen Dubai çikolatası için toplatma kararı!
Mersin’de Yasa Dışı Bahis Operasyonu
Akdeniz’i ısıtacak gaz hamlesi.. Rumları devre dışı bırakacak enerji planı