Mısır’daki Djoser Piramidi, Gelişmiş Hidrolik Sistemiyle İnşa Edilmiş Olabilir
Mısır’ın Sakkara bölgesinde bulunan ve yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yapıldığı düşünülen Djoser Piramidi, yeni bir araştırmaya göre gelişmiş bir hidrolik kaldırma sistemi kullanılarak inşa edilmiş olabilir.
Bilim insanlarının yayımladığı çalışmaya göre, bu keşif, tarihteki ilk büyük hidrolik sistemlerin düşünülenden çok daha erken bir dönemde kullanıldığını gösteriyor.
Araştırmacılar, piramidin iç yapısı, çevresindeki su yolları ve topografyanın, böyle bir hidrolik düzeneğe işaret ettiğini belirtiyor.
Araştırma ekibine göre, piramidin iç yapısı, taş blokların su basıncıyla yukarı kaldırıldığı bir sisteme uygun görünüyor.
Bilim insanları, bu mekanizmanın taşları içeriden “volkan benzeri” bir şekilde yukarı iterek piramidin katmanlarını oluşturduğunu öne sürüyor.
Eğer bu teori doğrulanırsa, antik Mısırlıların hidrolik sistemler konusunda modern bilim tarafından tahmin edilenden çok daha fazla bilgiye sahip olduğu ortaya çıkacak.
Sakkara’daki Gizemli Baraj ve Geçici Göl
Ekip, bölgedeki su yollarını incelediğinde Gisr el-Mudir olarak bilinen ve şimdiye kadar amacı anlaşılamayan büyük yapının, bir baraj görevi görmüş olabileceğini belirledi.
Bu barajın çevresinde, Djoser Piramidi’nin batısında geçici bir göl oluştuğu ve gölden piramidi çevreleyen kuru hendeğe su sağlandığı tahmin ediliyor.
Araştırmaya göre, bu su sistemi, yapı malzemelerinin taşınmasını kolaylaştırdığı gibi piramidin inşasında kullanılan hidrolik mekanizmaya su temin etmiş olabilir.
Ekip, hendeğin içinde bulunan uzun ve oyularak yapılmış kaya yapılarının modern su arıtma tesislerine benzediğini ve çökelme havuzu, birikme havuzu ve arıtma sistemini içeren bölümlerden oluştuğunu belirledi.
Bilim insanları, “Gisr el-Mudir ve kuru hendeğin güney kısmı, suyun kalitesini iyileştiren ve akışı düzenleyen birleşik bir hidrolik sistem oluşturuyordu” ifadesini kullandı. Bölgedeki su miktarının da piramidin inşası için yeterli olduğu düşünülüyor.
Araştırma sonuçlarına göre:
Antik Mısırlılar, sulama kanalları ve taş taşıma tekneleriyle tanınan hidrolik mühendisliğin öncüleriydi. Ancak bu çalışma, su gücünün sadece tarım değil, devasa anıtların inşasında da kullanılabileceğini gösteriyor.